(12.04.2011) Sanatçılar, Edebiyatçılar, Sporcular, Mankenler siyasete girerse

Sanatçılar, Edebiyatçılar, Sporcular, Mankenler siyasete girerse

Bir ay önce, 14.3. günü, sanatçı Eşref Ziya Ak Parti´den milletvekili adayı adayı olduğunu açıklamıştı. Bugün de futbolcu Hakan Şükür de aday adayı olduğunu açıkladı.

Eşref Ziya daha önce siyaset yapmıştı. Refah Partili yıllarda Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile birlikte siyasette bulunuyordu. Fakat her zaman sanatçı kimliği çok daha ön planda oldu.

Biz de bu sebepten dolayı adaylığını açıkladığı gün Eşref Ziya´ya Twitter´den bazı mesajlar atmıştık: „Bir partiye ait olmak, sanatçı ve edebiyatçı ruhuna aykırı değil mi? Sanatçılar ve edebiyatçılar bağımsız olmalı. Sanatçılar, edebiyatçılar, yazarlar ve ilim adamları bir tarafın adamı olmamalı. Parti tutmamaları gerekir… Eğer parti tutarlarsa, yaptıkları bütün ürünler hep bir kesime mal olur. Bu da yazık olur. Sanatçılar, edebiyatçılar, yazarlar ve ilim adamları tüm partilere eşit mesafede olmalı. Bir tarafın adamı olmamaları gerekir.“

Bunun üzerine Eşref Ziya „Siyaset de bir mücadele şeklidir. Buradayız ve mücadeleye devam edeceğiz.“ diye geri yazmıştı, biz de „Siyasette mücadale edenler zaten var. Ama sanatçılarımız, edebiyatçılarımız o kadar az ki…. Türkiye´de herkes siyasi partilere giriyor. Şarkıcı, dansöz, manken, artist… Herkesin bir partisi var. Herkes ya A partisine, ya B partisine hizmet ediyor. Kamplaşma oluşuyor. Bunu anlamakta zorluk çekiyorum. Yanlış anlaşılmasın… Sizi ve sanat eserlerinizi çok seviyoruz ve destekliyoruz da. Desteklemeye de devam. Ama bundan sonra CD´lerinizi alanlar „Bu A partinin adamı degilmi?“ diyecekler?.. Keşke sanatçı kimliğinizle devam etseydiniz“ diye yanıt vermiştik.

Eşref Ziya bu yazdıklarımıza da „Ak partiden adayım, siyaset yapmak istiyorum. Kimsenin adamı değilim“ yazmıştı, biz de son olarak o zaman „Sanatçı kimliğinizin ruhuna fatiha…“ demisştik. Düşünsenize Eşref Ziya´nın „Ah Efendim“ parçasının sırf belli bir siyasi partiden olduğu icin, dinlenmediğini….

Her seçimde onlarca şarkıcı, modacı, manken, aktör, tiyatrocunun siyasete atıldığı dünyada tek ülke Türkiye galiba. Polat Alemdar adaylığını koysa şaşırmam. Burada hangi partiden girerlerse girsinler, aynı eleştiriyi yapıyorum. Tarafgirlik yapmıyorum.

Zaten her genel seçimde onlarcası aday oluyor, katılıyor ve genelde hepsi de avucunu yalıyorlar. Bu milleti geri zekalı zannediyorlar galiba. Çünkü CD satmak ile dizi kahramanı olmakla, iyi filimler yapmakla, siyaset yapmak başka işlerdir. Herkes kendi işini iyi yapsın…

Sıkıntı da burada zaten. Kimse kendi işini yapmak istemiyor. Herkes her alana atılıyor. Sözde sanatçılarımız da öyle. Tek iş yapan sanatçılarımız yok. Birisi aktör olarak iyi oldumu, bir de CD çıkarıyor, program sunuyor vs. vs.

Halbuki yukarıda da belirttiğimiz gibi, düşünce insanlarımız, sanatçılarımız, sporcularımız, yani toplumun sosyolojik rol modelleri bağımsız kalabilseler, gerektiğinde çekinmeden eleştiri yapabilseler, tüm kesime ulaşabilseler, sıkıntılı dönemlerde herkese hitap edebildikleri için arabulucu olabilseler çok daha faydalı olacaktır.

Cemil Şahinöz